Prof. Dr. Ali Demirsoy'dan 'üniversite camiası otuz yıldır neden suskun' sorusuna yanıt:
‘Dogmatik inançları olan bilim adamı olamaz'
2001 Haziran ayında, bir cuma akşamı, ATV denen bir televizyon kanalında, sürekli yapılmakta olan "Ceviz Kabuğu" programında, canlı yayına konuk olmuştum. Canlı yayına konuk olmamın nedeni, bir hafta önce yine aynı programda "Evrim Dosyası" adlı bir tartışmaya (her ikisi de hekim olan Prof. Dr. Yaman Örs ve Prof. Dr. Cevat Babuna'nın katıldığı), telefonla bağlamamdı. Telefonla katıldığım konuşmamın sonlarına doğru, “dogmatik inançları olan, herhangi bir dine mensup, ırkçılığa inanmış, ekonomik bir modele sıkı sıkıya bel bağlamış, hatta düşünmeden yargılamadan herhangi bir tanrıya inanan bir insan bilim adamı olamaz” demiş olmamdı. Benim yanımda böyle bir adam olursa, kulağından tutuğum gibi üniversiteden atarım dedim ve Türkiye'nin sözlü ve yazılı yayın organlarında kıyamet koptu. Ateistlikten bilmem ne sıfatına kadar her türlü (kendilerince suç unsuru olan) sıfatlarla beni itham etmeye başladılar. Yapımcıyı da (Hulki Cevizoğlu) tehdit etmiş olmalılar ki, bir hafta sonra beni canlı yayına çıkarmak zorunda kaldı ve yaklaşık 6-7 saatlik kesiksiz denen bir süreçte, düşüncelerimi anlatmak fırsatını yakaladım. Anlayanlar anladı...Prof.Dr Ali Demirsoy
2001 Haziran ayında, bir cuma akşamı, ATV denen bir televizyon kanalında, sürekli yapılmakta olan "Ceviz Kabuğu" programında, canlı yayına konuk olmuştum. Canlı yayına konuk olmamın nedeni, bir hafta önce yine aynı programda "Evrim Dosyası" adlı bir tartışmaya (her ikisi de hekim olan Prof. Dr. Yaman Örs ve Prof. Dr. Cevat Babuna'nın katıldığı), telefonla bağlamamdı. Telefonla katıldığım konuşmamın sonlarına doğru, “dogmatik inançları olan, herhangi bir dine mensup, ırkçılığa inanmış, ekonomik bir modele sıkı sıkıya bel bağlamış, hatta düşünmeden yargılamadan herhangi bir tanrıya inanan bir insan bilim adamı olamaz” demiş olmamdı. Benim yanımda böyle bir adam olursa, kulağından tutuğum gibi üniversiteden atarım dedim ve Türkiye'nin sözlü ve yazılı yayın organlarında kıyamet koptu. Ateistlikten bilmem ne sıfatına kadar her türlü (kendilerince suç unsuru olan) sıfatlarla beni itham etmeye başladılar. Yapımcıyı da (Hulki Cevizoğlu) tehdit etmiş olmalılar ki, bir hafta sonra beni canlı yayına çıkarmak zorunda kaldı ve yaklaşık 6-7 saatlik kesiksiz denen bir süreçte, düşüncelerimi anlatmak fırsatını yakaladım. Anlayanlar anladı...Prof.Dr Ali Demirsoy
***
KIZIL GÜL
Bülbül uçtu bahçeye, sevinçle oturdu gülün yanına,
Açtı gagasını ve şakıdı istekle şafağa.
Uyuyormuş gibi yaptı gül, fakat birden gönderdi kokusunu,
Yırtı yeşil örtüsünü: Sabah havasında kızıl bir gül kokusu!
Açtı gagasını ve şakıdı istekle şafağa.
Uyuyormuş gibi yaptı gül, fakat birden gönderdi kokusunu,
Yırtı yeşil örtüsünü: Sabah havasında kızıl bir gül kokusu!
Naapet Kutyak - Çeviren: İsmail Haydar Aksoy
***
PRENSİP ANLAŞMALARI
1. Dört ya da daha yukarı seviyedeki, anlamı açıkça belli olmayan yeni renk cue-biddir.
2. Zon forsing bir tutuş göstermek kozu kararlaştırır. Sonraki diğer renk konuşmaları cue-biddir.
3. Ortaklardan biri uzun ve güçlü bir rengi olduğunu belirterek şilem daveti yapınca, diğer ortağın başka renk söylemesi cue-biddir, daveti habul ettiği anlamına gelir.
Aksi durumda ya NT deklare etmeli ya da ortağının renginde zon söylemelidir.
Aksi durumda ya NT deklare etmeli ya da ortağının renginde zon söylemelidir.
4. Daha önce natürel olarak söylenmiş bir rengin dört seviyesinde söylenmesi, alternatif zon teklifi olabilir, cue-bid olmayabilir.
5. Rakip renklerden birini söylemek artifisyel olarak cue-biddir.
Rakip majör renkleri göstermişse o renkte keser gösterir.
Rakip minör renkleri göstermişse o renge karşılık olan majörde forsing el olduğunu anlatır.
Rakip majör renkleri göstermişse o renkte keser gösterir.
Rakip minör renkleri göstermişse o renge karşılık olan majörde forsing el olduğunu anlatır.
“Ustalaşma Yolunda, Ergun Korkut”